
Yaşanan gelişmeler, özellikle globalleşme süreci, pek çok değişikliği beraberinde getirmiştir. Değişen dünyada, yönetim şekilleri de değişim göstermiş, iş dünyasında, teknoloji, şeffaflık, bilgi, iletişim, girişimcilik gibi üstün güçler ve çokulusluluk, güçlü örgüt yapısı gibi çağdaş yaklaşımlar belirmeye başlamıştır. Dolayısıyla kurumlar kendilerini, çevrelerinden soyutlayamaz hale gelmişler, bu da beraberinde kurumların sürekli bir iletişim çabası içerisinde olmalarını gerektirmiştir
Değişen rekabet dünyasında hızlı iletişim, hızla oluşan pazarlar ve kısa süreli iş tasarımlarının geçerli olması, piyasalarda yaşanan hızlı dönüşümler, işletmelerin yoğun bir rekabet ortamına girmesine ve krizlerle karşı karşıya kalmasına yol açmaktadır. Bunlara bir de doğal afetler, savaşlar ve kamu yönetimlerinden kaynaklanan sorunlar eklenince, işletmeler ve yöneticileri oldukça zorlanmaktadır. Böyle bir ortamda bulunan işletmelerin amaçlarını gerçekleştirebilmesi, yaşamlarını sürdürebilmesi artan rekabet karşısında pazar paylarını koruyabilmesi, pazar paylarını artırabilmesi ve hatta yeni pazarlara girebilmesi büyük ölçüde ‘Lider’ ve ‘Grubun’ birbirlerine uyum sağlayabilmelerine bağlıdır.
Tüm bu değişkenler göz önüne alındığında, gelişen dünya ile birlikte beraber gelişen ve değişen örgüt yapılarında; liderin görev yelpazesi gelişmekte, liderin kendi uzmanlık alanı dışında iletişim ve yönetim becerileri de ön plana çıkmaktadır. Örgütün bünyesinde toplam kalite yönetimi çerçevesinde katılımı sağlamak, önleyici faaliyetleri hayata geçirmek, kurum içerisinde iletişim akışını sağlayarak iletişim doyumu sağlamak büyük ölçüde liderin iletişim ve yönetim becerilerine bağlıdır.